KALP ÇARPINTISI NEDİR?
Çarpıntı duygusu pek çok insanda görülen bir belirtidir; kalp atımlarının düzenli-düzensiz biçimde hızlanmasının doğurduğu rahatsızlık verici bir duygudur. İki başlık altında incelenebilir: Kişide kalp atımlarının yolunda gitmediği duygusunun uyanması, yani öznel çarpıntı duygusu - ki bu durum “kalbin bilincine varmak” biçiminde de tanımlanabilir; kalp atımları bütünüyle normal olsa bile kişinin bu atımları duyumsayarak aşırı önemsediği gözlenir - ve kalp atım düzeninde (ritminde) bozukluk, yani gerçek çarpıntıdır. Gerçek çarpıntı anında kalp hızı sıklıkla dakikada 100'ün üzerindedir.
Belirtiler:
Çoğu zaman zemberek boşalması’, ‘kuş kanadı çırpması’, göğüs kafesinin altında bir şeyin ‘küt küt atması’ gibi çok farklı tariflerle anlatılan çarpıntılara bazen baş dönmesi, göz kararması, hafif terleme, cilt renginin solması, bazen göğüs ağrısı ve sıkışması bile eşlik edebilir. Bu belirtiler kalbinizin geçici bir süre bedeninizin ihtiyacı olan kanı dokulara pompalayamadığına işaret etmektedir.
Nedenler:
Kalp çarpıntıları genellikle sıradan nedenlere bağlıdır: Kahve veya çayın fazla içilmesi uykusuz kalma, gereksiz ve aşırı heyecanlanma, korkup telaşlanma, sigara içme bunlardan birkaçıdır. Çoğu durumda da ruhsal nedenlerle olabilir ve “panik atağın” en önemli belirtilerinden biridir. Kimi zamanda almakta olduğu tedavilerin bir yan etkisi olarak ortaya çıkabilir. Özelikle bronş genişletici ilaçların (bronşit ve astım tedavisinde kullanılanlar) kullanımı sırasında bu tür çarpıntılarla karşılaşabilinir. Aşırı ve uzun süreli yoğun çalışmaların, farkına varılmadan biriken kronikleşmiş yorgunlukların, uzun süren üzüntü, düş kırıklığı ve korkuların da çarpıntı nedeni olabildiklerini biliyoruz.
Kalbin sonradan kazanılan organik hastalıkları ( Hipertansiyon, kalp krizi, kalp yetmezliği gibi), kalbin doğuştan hastalıkları ( Wolf Parkinson White hastalığı, Brugada sendromu gibi ) ve hormonal bozukluklar da (tiroid hastalıkları gibi) çarpıntı nedenleri arasında yer alır. Sıklıkla tekrarlayıcı ataklar halinde oluşun ve “PAT” diye adlandırılan, doğuştan kalp hastalıkları neticesi gelişen çarpıntılar daha ziyade genç yaşlarda ortaya çıkarken (17 -30 yaş), organik kalp hastalıklarına bağlı çarpıntılar daha ileri yaşlarda ortaya çıkmaktadır.
Tanı nasıl konulur?
Hemen her hasta çarpıntı ile tanıştığında aynı soruları sorar: Ölecek miyim?.. Kalbim duracak mı?.. Kalp krizi mi geçiriyorum?.. Kısacası kalp çarpıntıları ister hastalıktan, ister korkudan, heyecandan olsun, fark etmez. Her zaman ve herkes için ürkütücü ve korkutucudur. Bu tür bir çarpıntı sorunu ile karşılaşıldığında beklenilmemeli, tıbbi kontrolden geçmek konusunda ihmalkâr davranılmamalıdır. Özellikle çarpıntılar sıklaştığında tekrarlayıcı olduğunda süratle tıbbi yardım alınmalıdır.
Standart EKG, Holter EKG (24 saat süre ile kalp ritmini kayıt), Ekokardiyografi, Troid fonksiyonları (TSH,T3,T4), kan elektrolit (Potasyum ve Sodyum) ve hemoglobin incelemeleri teşhisin ilk aşamasında yapılacak çalışmalardır. Fakat bu konuda en kıymetli tanı yöntemi “Elektrofizyolojik çalışmadır (EPS)”; her geçen gün yaygınlaşmakta olup, özel hastanelerde bile yapılabilmektedir.
Tedavi:
Çarpıntı sorunu ile karşılaştığınızda panik yapmayın, korkup telaşlanmayın. Gevşemeye, rahat bir yere oturup dinlenmeye çalışın. Derin derin nefes almaya başlayın. Soğuk bir içecek içmeyi deneyin. Şiddetli öksürmek, ellerinizi soğuk suya batırmak, ‘ıkınmak’ gibi manevraları deneyin. Bunlarla çarpıntı geçmezse acil müdahaleye ihtiyaç var demektir, hastaneye başvurulmalıdır.
Çarpıntı sık tekrarlıyor, uzun sürüyor, göğüs ağrısı, baş dönmesi gibi şikâyetlere yol açıyor, yaşam kalitesini olumsuz etkiliyor ve psikolojik anlamda korkulara yol açıyorsa, nitelik olarak tehlikeli türden bir çarpıntı ise ilk aşamada yapılacak tedavi antiaritmik ilaç kullanılmasıdır. Fakat bu ilaçların yaşam boyu kullanılması bazı istenmeyen etkilere yol açabilecektir. Bu nedenle yüksek frekanslı ses dalgaları kullanılarak gerçekleştirilen “Radyo Frekans Ablasyon” tedavisi bu tür müzmin çarpıntıları olan hastalarda en iyi seçenek gibi görünmektedir. “Elektrofizyolojik çalışmayla (EPS)” kalpte saptanan ilave elektriksel yollar veya odaklar “Radyo Frekans Ablasyon” yöntemiyle tahrip edilerek çarpıntı kalıcı olarak tedavi edilebilmekte, ilaca ihtiyaç tamamen ortadan kalkmaktadır. Çarpıntı türlerine göre değişkenlik gösterse de bu yöntemin başarı yüzdesi % 90- 99 gibi yüksek oranlardadır.
Tedavi edilmediğinde neler olur?
Uzun süreli çarpıntılar kardiyomiyopati denilen ciddi kalp yetmezliklerine neden olabilir. Özellikle ventriküler kökenli olan çarpıntılar ani ölüm sebebi olabilir. Düzensiz atımlarla seyreden çarpıntılar (atriyal fibrilasyon gibi) tromboembolik komplikasyonlar üzerinden inmeye (felç) neden olabilir.