Kalp çarpıntısını ihmal etmeyin

Kalp çarpıntısını ihmal etmeyin

Uzun süreli çarpıntılar tedavi edilmediği sürece ciddi sorunlar doğurabiliyor.
Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Namık Kemal Eryol, kalp çarpıntısı sorunu ile karşılaşıldığında beklenilmemesi ve tıbbi kontrolden geçmek konusunda ihmalkar davranılmaması gerektiğini belirterek, ''Uzun süreli kalp çarpıntısı, tedavi edilmediğinde ciddi kalp yetmezliklerine neden olabilir'' dedi.

Prof. Dr. Eryol, yaptığı yazılı açıklamada, hastalar tarafından ''zemberek boşalması, kuş kanadı çırpması, göğüs kafesinin altında bir şeyin küt küt atması'' gibi çok farklı tariflerle anlatılan çarpıntılara, bazen baş dönmesi, göz kararması, hafif terleme, cilt renginin solması, bazen göğüs ağrısı ve sıkışmasının da eşlik edebileceğini bildirdi.

Bu belirtilerin kalbin geçici bir süre bedenin ihtiyacı olan kanı dokulara pompalayamamasının bir işareti olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Eryol, şöyle devam etti:

''Kalp çarpıntıları genellikle sıradan nedenlere bağlıdır. Kahve veya çayın fazla içilmesi, uykusuz kalma, gereksiz ve aşırı heyecanlanma, korkup telaşlanma, sigara içme, bunlardan birkaçıdır. Çoğu durumda da ruhsal nedenlerle olabilir ve panik atağın en önemli belirtilerinden biridir. Kimi zamanda alınmakta olunan tedavilerin bir yan etkisi olarak ortaya çıkabilir. Özelikle bronş genişletici ilaçların (bronşit ve astım tedavisinde kullanılanlar) kullanımı sırasında bu tür çarpıntılarla karşılaşabilinir. Aşırı ve uzun süreli yoğun çalışmaların, farkına varılmadan biriken kronikleşmiş yorgunlukların, uzun süren üzüntü, düş kırıklığı ve korkuların da çarpıntı nedeni olabildiklerini biliyoruz.''

Prof. Dr. Eryol, kalbin hipertansiyon, kalp krizi, kalp yetmezliği gibi sonradan kazanılan organik hastalıkları, kalbin doğuştan hastalıkları ve troid hastalıkları gibi hormonal bozuklukların da çarpıntı nedenleri arasında yer aldığını bildirdi. Sıklıkla tekrarlayıcı ataklar halinde oluşun ve ''PAT'' diye adlandırılan, doğuştan kalp hastalıkları neticesi gelişen çarpıntıların genç yaşlarda (17-30 yaş), organik kalp hastalıklarına bağlı çarpıntıların ise daha ileri yaşlarda ortaya çıktığını ifade eden Prof. Dr. Eryol, şunları kaydetti:

''Kısacası kalp çarpıntıları ister hastalıktan, ister korkudan, heyecandan olsun, fark etmez. Her zaman ve herkes için ürkütücü ve korkutucudur. Bu tür bir çarpıntı sorunu ile karşılaşıldığında beklenilmemeli, tıbbi kontrolden geçmek konusunda ihmalkar davranılmamalıdır. Özellikle çarpıntılar sıklaştığında tekrarlayıcı olduğunda süratle tıbbi yardım alınmalıdır.''

-TEDAVİ YÖNTEMİ-

Çarpıntı sorunu ile karşılaşıldığında panik yapılmaması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Namık Kemal Eryol, yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:

''Gevşemeye, rahat bir yere oturup dinlenmeye çalışın. Derin derin nefes almaya başlayın. Soğuk bir içecek içmeyi deneyin. Şiddetli öksürmek, ellerinizi soğuk suya batırmak, ıkınmak gibi manevraları deneyin. Bunlarla çarpıntı geçmezse acil müdahaleye ihtiyaç var demektir, hastaneye başvurulmalıdır.''

Prof. Dr. Eryol, uzun süreli kalp çarpıntısı tedavi edilmediğinde kardiyomiyopati denilen ciddi kalp yetmezliklerine neden olabileceğine dikkati çekerek, ''Özellikle ventriküler kökenli olan çarpıntılar, ani ölüm sebebi olabilir. Atriyal fibrilasyon gibi düzensiz atımlarla seyreden çarpıntılar, tromboembolik komplikasyonlar üzerinden felce neden olabilir'' dedi.

AA